• Gözler  

Gözler insanın içinin aynasıdır. Böyle olduğu bilindiği için, doktorlar önce hastanın gözüne bakarlar. Balıkların bile tazeliği gözlerinden anlaşılır. Halk arasında: “Gözler konuşur” diye bir söz vardır ve bu, anlayanlar için doğrudur.

Göz bir pencereden ibarettir. O pencereden girenler beyinde şekillenip, renklenir. Pencere kapanır, beyne nakil yollarında veya beynin algılama merkezinde bir arıza olursa, göz yine mevcut olduğu halde, görme fonksiyonu kaybolur ve biz bir şey göremez oluruz.

Gözün aldanma ve aldatma ihtimali daha fazla olduğu için Kur'an'da, göz kulağa nazaran ikinci planda tutulmuş ve daima: Duyar, görür<17-1>, <40-20>, <40-56>, <42-11> vs. denerek kulağa öncelik verilmiştir.

İnsanda bir de: “Basiret” denen kalp gözü vardır. Bu gözün görüşü zamanda değil, ândadır.. İnsan dış gözle bile kilometrelerce mesafeyi görebilirken, âna tâbi kalp gözüyle neler görmez...

Dış göz, aldanabildiği için her an şüphededir, ama basirette göz aldanması diye bir şeyden bahsedilemez. İnkârda olanların inkâr nedeni, basiret gözlerinin kapalı olmasıdır.

İnsanda kalp gözü veya bilgi gözü denen şeyi anlatabilmek için misalen: bir mühendisin kafasında bina planı yapmasını ele almak mümkündür. Mühendis, binanın kaç odalı olacağını, neresinden girilip, neresinden çıkılacağını, odalarının konumunu, pencereleri, kapıları, salonu, balkonları, mutfağı, tuvaleti, banyosu, v.s. yi kafasında şekillendirdikten ve bitmiş olarak düşüncesinde gördükten sonra, gördüğünü bir proje halinde kağıda geçirecektir. Hatt projeden anlayamayanlar için bir de maketini yapacak, inşaata bundan sonra başlayacaktır. İşte, kâinat da böyle oluşmuştur ki, bundan evvelce bahsetmiştik.