• Beden Organları  

Her şeyin olduğu gibi, organların da bir maddi, bir de manevi yönü vardır. Maddi olan organ değiştirilebilir. Fakat organın manevi vechesi değişmez. Nitekim günümüzde kalp, karaciğer böbrek başta olmak üzere pek çok organ değiştirilmekte, ama bu değişiklikler kişinin manevi yapısında, yani kişiliğini oluşturan düşünce sisteminde değişikliğe neden olmamaktadır.

Organ bağışının doğru olup, olmadığı münakaşa edilmektedir. Bu münakaşa; vücudun bir bütün, bizlerin de o bütünün birer parçası olduğumuzun bilinmemesinden kaynaklanmaktadır.

Biz, madem ki, o vücudun birer parçasıyız; ha ölüp, toprak altına konmuş ve onun toprak adı verilen bölümüne dahil olmuşuz, ha bir veya bir kaç organımızı bir başka kişiye vererek, aynı vücudun bir başka parçasına dahil olmuşuz, hiç bir şey fark etmeyecektir. Onun için organ nakli ve bağışının hiç bir mahzuru yoktur. Hatt, o bağışlanan organ, daha kestirme yoldan dünyaya dönmüş olacağı için memnun bile olacaktır.

Altmış yaşımı geçtiğim için benim organ bağışımı kabul etmediler, ama şahsen gençlerin bağışta bulunmalarına taraftarım.

İnsanda, hayat için olmazsa olmaz durumda olan beş organ olduğunu, bunların kalp, beyin, kan, karaciğer ve böbrekler olduğunu evvelce belirtmiş ve bu beş organın hazerat-ı hamse-i ilâhi'ye tekabül ettiğini yazmıştık.

Allah, kâinat ve ilâhi mertebelerden bahsederken anlattığımız iç ve dış meselesi, insan bedeni için de geçerlidir. İnsanda vücudu besleyen atardamarlar derinden, artıkları toplayan toplardamarlar ise yüzeysel olarak geçer. Zaten görünen de bu toplardamarlardır.

Hiç bir beden fonksiyonu insanın kendi elinde değildir. Buna insanın görüp, işitmesi de dahildir. İnsanın öyle zamanları olur ki kulağı bazı şeyleri iyi duymaz olur, ama bazen de öyle olur ki, iyi duymayan kulak normal işitir oluverir. Ben bunu kendimden biliyorum. Kulaklarım biraz ağırlaştı, ama bazen çok iyi duyuyorum, bazen de hiç duymuyorum. Bu da benim elimde olan bir şey değil...